İstanbul Eğitim Danışmanlık
0542 547 40 10
0216 349 75 77
GO NEDİR ?
GO NEDİR ?
Go, belki de tahta üzerinde oynanan dünyanın en eski oyunudur. Kurallar çok
basittir ve birkaç dakika içinde öğrenilebilir. Fakat bu kurallar sayısız,
büyüleyici hamle dizilişlerini ve zekice manevraları ortaya çıkarır. Oynamayı
öğrenmek kolaydır, ama iyi oynamayı öğrenmek çok fazla çalışma ve deneyim
gerektirir. Özellikle yeni başlarken öğrenmenin en iyi yolu, mümkün olduğu
kadar çok oyun oynamak ve çeşitli şekil kalıplarını tanımaktır.
Dünyada birçok Go sever için Go, eğlenceli bir hobiden çok daha fazlasıdır.
Çok eski zamanlarda Go bir savaş sanatı olarak görülmekteydi ve Japonya,
Kore, Çin'deki savaşçıların eğitiminin bir parçasını oluşturmaktaydı. Aynı
zamanda hattatlık, müzik ve resimin yanında Go, hem erkekler hem de
kadınlar için klasik eğitimin de bir unsuru olmaktaydı. Günümüzde Asya ve
dünyanın dört bir yanında milyonlarca Go sever bulunmaktadır. En iyi oyuncular
profesyonel liglere katılmakta ve böylece şampiyonluk, turnuva ve unvan
maçları televizyona geniş bir izleyici kitlesi çekmektedir. İnternetin
kullanılmaya başlamasıyla beraber dünyanın her yerindeki amatörler
birbirleriyle kendi evlerinden çıkmadan bile oynayabilmekte ve profesyonel
oyuncuların maçlarını izleyebilmektedirler.
GO'NUN TARİHİ
Go'nun kökenleri antik Asya tarihinin gizemleriyle örtülüdür, ancak oyunun en azından 4000
yıl öncesine dayandığı düşünülmektedir. Go muhtemelen dünyada oynanan en eski tahta
oyunudur. Köklerini Uzakdoğu'dan alan Go, ilk olarak Çin'de ortaya çıkmıştır.
GO'NUN FAYDALARI
Oyunların eğitimdeki ve çocukların zeka gelişimindeki yeri daha yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Batı'da yapılan araştırmalar göstermiştir ki çocukların satranç oynaması sadece beynin gelişmesinde değil sosyal yönlerinin ve okuldaki başarılarının da gelişmesini sağlıyor. Ancak Batı'da yapılan bu tür araştırmalarda go oyunu dikkate alınmamıştır. Go neden bir gencin eğitimine olumlu bir katkıdır? Kimi Japon psikologlar go oynayan çocuklar üstünde birçok deney gerçekleştirmişlerdir. Sonuç olarak go'nun bir çocuğun doğuştan gelen kabiliyetlerini en iyi geliştiren yol olduğuna karar verilmiştir. Bir araştırmaya göre go'nun stratejisi tüm tahtaya yayılmakta; yani tahtanın bir yerinde olanlar bütün tahtaya yansımaktadır. Buna karşın çocuğun dünyaya bakışı dardır ve go öğrendikçe dünyaya daha geniş bakar. |
Çocuklar ne kadar erken başlarsa sonuçlar da o kadar iyidir. Dört beş yaşlarında
başlatmak idealdir. Bu yaşlarda bir çocuğun beyninin sadece % 65-70'i gelişmiştir, yani go,
4-5 yaşlarında düşünmeyi öğretmek için en iyi yaştır. Bundan da öte çocuk go oynamayı
sever çünkü oyunun kendisi eğlencelidir.
Go oyununun çocuğa vereceği en önemli becerilerden biri çocuğun
yoğunlaşabilmesidir (konsantrasyon). Çocuklar oyuna yoğunlaşıyorlar çünkü
oynamaktan zevk alıyorlar. Oynarken akıllarında çeşitli olasılıkların tahtada nasıl gözükeceği,
bunları akılda tutarak ve bunların doğuracağı sonuçları çözümleyerek bir sonuca
ulaşabilecekleri şekilleniyor. Bu işlem sırasında çocuklar zekalarını sonuna kadar kullanırlar.
Çocukların zekalarını bu kadar çok kullanırken eğlenecekleri başka birşey
bulmak epey zordur. Yoğunlaşmak öğrenilen birşeydir. İnsanlar sevdikleri işleri
yaparken yoğunlaşmayı öğrenirler. Ancak iki çeşit, etkin ve edilgen yoğunlaşma vardır.
Bir çocuk sevdiği bir televizyon programına da yoğunlaşabilir ancak bu edilgen olanıdır. Go
oynarken zekayı sonuna kadar kullanmak gerekmektedir. Go oynayan bir çocuğu görürseniz
eğer gözleri tahtaya yapışmış gibidir ve başka hiçbirşey dikkatini çekemez. Sonuç olarak go
oynayarak geliştirilen yoğunlaşma kabiliyetini hayatın başka alanlarına da taşınayabilir.
Herhalde bu nedenden dolayı da Tokyo Uni. (Japonya'nın Harvard'ı) gibi Japonya'daki iyi
üniversitelere girenler, büyük şirketlerin yöneticileri iyi birer go oyuncusudurlar.
Go'nun en önemli özelliği oynanırken hem hisleri hem de analitik kabiliyetleri
ortaya koyma gerekliliğidir. Oyunun başlarında o kadar çok seçenek vardır ki hiç kimse
kesinlikle hangi hamlenin bir başka seçenekten daha iyi olduğunu söyleyemez. Tabii ki kimi
stratejik kararların alınması ve o doğrultuda oynanması gerekmektedir ancak gene de
profesyonel oyuncular bile hisleri doğrultusunda oynarlar. Ancak oyun ilerledikçe analitik
kabiliyetler daha da öne çıkar ve oyun sonunda en önemli etken olur. Analitik kabiliyetlerin
kullanılması açısından go ile satrancı eşit görebiliriz ancak kişinin yaratıcılığını kullanması
açısından bakınca satranç bu boyutta kendini gösteremez. Burada belirtmek gerekebilir, hala
bilgisayarlar orta halli bir go oyuncusu gibi oynayamazlar. Bu konu birçok bilgisayarcı,
yapay zeka konusunda çalışan araştırmacılar ve go oyuncuları için iyi bir araştırma
konusudur. Örneğin Taiwan'lı bir işadamı 1.dan (amatör) seviyesinde bir program
geliştirebilene 1 milyon amerikan doları vadetmiştir.
Beyin ile ilgili kimi bilgileri açıklamakta fayda var. İnsan beyni sağ ve sol yarıkürelerden
oluşur. Genelde sağ elini kullananlarda sol yarıküre daha baskındır. Mantık ve dil
kabiliyetleri bu yarıküre tarafından kontrol edilir. Solaklarda ise sağ yarıküre baskındır. Daha
sezgisel yetenekler; müzik, karışık şekillerin tanınması gibi yetenekler beyinin sağ tarafından
denetlenir.
İnme olduğunda beyinin bir tarafı zarar görür. Eğer bir go oyuncusuna gelen inme beynin
sağ yarıküresine zarar verirse oyun açılışında büyük bir düşüş yaşar, ancak oyun ortası ve
oyun sonu gene eskisi gibi kuvvetlidir. Eğer inme beynin sol tarafına zarar verirse,
oyuncunun oyun açılışı eskisi gibiyken oyun ortası ve sonu eskisi gibi kuvvetli olamayacaktır.
Genelde inmelerden sonra kişinin kendini toparlaması epey zordur. Ancak solakların
konuşma kabiliyetlerini toparlamaları zor değildir. Şaşırtıcı bir şekilde 4-5 yaşlarından beri
go oynayanlarda inme sonrasında, sağ ellerini kullanıyor olsalar bile konuşma kabiliyetlerini
kolayca toparladıkları gözlemlenmiştir.
Beynin tek tarafını kullanmak verimsizdir. Ancak go oynamak beynin her iki
yarısını da kullanmaya zorlayaraktan hem mantık hem de yaratıcı taraf
geliştirilmiş olur.
Cho Chikun -Kisei, Meijin ve Honinbo ünvanlarının sahibi, Go a Complete Introduction of
the Game, 1997 Tokyo,
NOT; Gruplarımız 12 Kişiliktir. Eğitim Haftada 1 Gün 1 Saattir.